Bugun markette arabada oturan 3 yaslarinda oldugunu dusundugum erkek cocugu aciktigini ve yemek yemek istedigini annesine oyle guzel bir dille anlatiyordu ki. Annesine sarilip onu operek, yasli gozlerle aciktim diyordu. Annesi de oglen yemezsen acikirsin, aksam yemegini beklemen lazim diye cocugu gecistiriyordu. Bu manzara birakin benim gozlerimi doldurmayi, beni hickiriklarla aglatti. O sirada yanima gelen Jon ne oldugunu anlamaya calisiyordu. Gavin'i dusundum, onun o minicikken ki hallerini ve simdi ki essek kadar olmus halini, sonra bir oglusun ne kadar sevgi dolu ve cogu zaman annesine ne kadar sirnasik oldugu aklima geldi(Gavin halen oyle ancak surda bir iki sene sonra baslar beni opme artik demeye:)) sonra bir kizim olunca acaba bana sirnasacak mi oglum gibi diye kendi kendime dert ettim.
Hafta sonu benzer bir cizgi yuzunden agladim magazada. Bebek kiyafetlerine bakarken cogu kiz giysisinin uzerinde yazan ''daday's little girl, daddy's little princess, daddy's little girl'' gibi hep baba odakli kiyafetler beni aglatti. Oysa Gavin'da bunlar hep anne uzerineydi.
Bu aksam ''dancing with the starts'' i izlerken, Shannon Doherty'nin felc gecirmis babasinin nasil bir gururla kizini izleyip alkisladigini gormem beni hungurdetti. Diyorum ya bahaneye bakiyorum.
Su an gittigim akil hastaliklari hastanesinde ki hastalarimdan birisi hamile. Bugun onun dosyasina bakarken bebeginin ultrasound resmini gordum ve gozyaslarimi gene tutamadim. Aklimdan oyle cok sey gecti ki o an, bir sure disari cikip kendi kendimi sakinlestirmem gerekti.
Bunlar su an aklima gelen birkac ornek. Gun icinde surekli salya sumuk vaziyetleri. Sonum hayir olsun...