Sunday, August 29, 2010

havaalani

Du askimi yolcu ettik. Guvenlikten gecerken aklima onu Nisan ayinda ilk yolcu edisimiz geldi. YAnimda Gavin, karnimda Genevieve vardi o zaman. Simdi yanimda Gavin, kucagimda Genevieve olarak degisti o tablo. Icim ayni sekilde sizladi ama, bir parcam gene Jon'la gitti. El salladik O gorunmez oluncaya kadar. O ana kadar zorla tuttugum gozyaslarim gene bosaldi. Gavin surekli neden agliyorsun, telefonda konusacaksin dedi durdu.

Havaalanlarini sevmem hic, bana ayriliklari cagristirir hep. Dun bunu dusunurken aklima 5 sene once Jon'i Irak donusunde havaalaninda nasil heyecanla bekledigim geldi aklima. Onu gorunce ki mutlulugum. Ama ayni havaalaninin koridorlarinda degil miydi hickiriklarla agladigim, O Irak'a giderken. Offf kendi kendimi bunaltiyorum bu dusuncelerle farkindayim.



Geri donusumuz korktugum kadar kotu olmadi. Canim kizim sanki anladi icinde bulundugum durumu ve 1 saat uyudu yolda. 1bucuk saatlik yolda bir kere mola vererek gelmis olduk evimize.

Yalniz araba kullanmaya bayilirim, helede uzun yolda. Kahvem yanimda, bir de sevdigim muzik arka planda olursa degmeyin keyfime. En cok o zamanlar yaparim ic hesaplasmalarimi, en cok o zaman dusunurum derin derin. Terapi gibi gelir bana bu. Dunde oyle olmadi pek. Gene cok dusundum, gene cok irdeledim icinde bulundugum karmasik hayatimi. Cok da agladim yol boyunca. Zaten hep sulu gozluydum, simdilerde zivanadan ciktim.

Offff, lutfen bana guc ver, su an en cok buna ihtiyacim var.

No comments:

Post a Comment